AKP'nin kayyım atamalarını, elini güçlendirmek için bir operasyon aracı olarak kullandığını vurgulayan TKP, "Siyaset yapma, seçme ve seçilme hakları gasp edilemez" dedi.

DEM Parti yönetimindeki Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine üçüncü defa kayyım atandı. Hakkari ve Esenyurt'la birlikte bu dönem kayyım yönetimine devredilen belediye sayısı beş oldu. Yedi ay önce gerekli şartları sağlayarak aday olan ve seçilen belediye başkanları, bugün kanundaki "soruşturma veya kovuşturma açılan belediye üyeleri, kesin hükme kadar görevden uzaklaştırılabilir" ifadesine dayanarak yıllar önce haklarında açılan davalar gerekçe gösterilerek görevden alındı. AKP'nin hukuku kendi çıkarları doğrultusunda yorumladığı ve uyguladığını gösteren kararlar tepki çekti. Türkiye Komünist Partisi yayınladığı açıklamada AKP için hukukun "teferruat" olduğunu vurgulayarak "AKP'nin ve sermayenin Türkiye'de istediği 'normalleşme' budur" dedi. "Yeni çözüm süreci"ne de atıfta bulunulan açıklamada "AKP, karşısındaki ittifakları şekillendirmek, istediği zeminde yol almak, oturduğu masalarda elini güçlendirmek için kayyımı tamamıyla bir operasyon aracı haline getirmiştir. Bu hiçbir şekilde kabullenilemez" değerlendirmesine yer verildi.   'Siyaset yapma, seçme ve seçilme hakkı gibi kazanımlar gasbedilemez' TKP'den yapılan "AKP de, fermanı da, kayyımları da gayrimeşrudur, hükümsüzdür!" başlıklı açıklamanın tamamı şöyle: "12 Eylül'ün çocuğu AKP, bir kez daha tıpkı 12 Eylülcüler gibi sabahın köründe belediyelerin ve belediye başkanlarının kapısına dayanmıştır. Esenyurt Belediyesi'nin ardından bugün de Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmış, belediye başkanları 'geçici' olarak görevden uzaklaştırılmıştır. AKP ülkeyi adeta bir karşı-devrim iktidarı, bir işgal gücü gibi yazılı olmayan kurallar üzerinden yönetmek istemektedir. Kayyım atamalarının gerekçesine dair yapılan açıklamalar teferruattır çünkü AKP için hukuk teferruattır. Türkiye'de yazılı hukukun değil, fermanların geçerliliği vardır. İki satırlık fermanlarla fabrikalar, limanlar, madenler, ormanlar sermayeye peşkeş çekilmekte, patronların milyarlık borçları silinmekte, milyonlarca yurttaşın oy vererek başkan seçtiği belediyelere çökülmektedir. AKP'nin ve sermayenin Türkiye'de istediği 'normalleşme' budur. AKP, karşısındaki ittifakları şekillendirmek, istediği zeminde yol almak, oturduğu masalarda elini güçlendirmek için kayyımı tamamıyla bir operasyon aracı haline getirmiştir. Bu hiçbir şekilde kabullenilemez. İnsanlığın büyük mücadelelerle ve ağır bedeller ödeyerek elde ettiği siyaset yapma, seçme ve seçilme hakkı gibi kazanımlar gasbedilemez."