İnfaz Kanunu'nda değişiklik isteyen MHP, hasta tutukluların "infazının geri bırakılması gerektiğini" vurguladı. Olası bir düzenleme Öcalan'ın da aralarında bulunduğu yüzlerce kişiyi kapsayabilir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı"ndan yararlanabilmesi için "örgütün bittiğini ilan etmesini" şart koşmuştu. İmralı’ya önümüzdeki haftalarda düzenlenecek ziyaretlerde Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma çağrısı yapabileceği dile getiriliyor. Bunun için taraflar arasında ziyaret trafiği yoğunlaşırken, "yeni sürecin" temel aktörlerinden MHP dikkat çeken bir çıkış yaptı. MHP'nin Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İnfaz Yasası'nı ve cezaevindeki hasta tutukluların durumuna değindi.   'Devletin gözetimi altındalar' İnsan hakları sözleşmelerine ve Anayasa'ya vurgu yapan Yıldız şunları yazdı: "Hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa, iyileşinceye kadar infazın geri bırakılması tartışma konusu olmamalıdır. İnsan Hakları Sözleşmelerinde ve Anayasamızın 17. maddesinde belirtildiği üzere; “her insan doğuştan gelen yaşama hakkına sahiptir . İnsan hakları içinde değer sırası bakımından ilk sırada yer alan yaşama hakkı diğer tüm hakların varlık sebebidir. Devlet bu hakka saygı göstermekle yükümlü, etkin olarak korumakla görevlidir. Hükümlü ve tutuklular ile gözaltına alınan kişiler bakımından yaşama hakkı özel bir öneme sahiptir. Çünkü, bu kişiler devletin denetimi ve gözetimi altındadır."   'İnfaz Kanunu yeniden yazılmalı' demişti Yıldız, geçen ay da İnfaz Kanunu’nun yeni baştan yazılmasını talep etmiş ve “Hasta tutuklu ve hükümlülerin kaldıkları bu cezaevinin revirleri de hastane şartlarını taşımalıdır. Hasta mahkumlar mümkünse evlerine yakın yerlerde tutulmalıdır" demişti.   Öcalan'a ev hapsinin yolu açılır mı? MHP’li Feti Yıldız’ın "hasta tutuklular" çıkışıyla Abdullah Öcalan’ı kapsayacak bir kanuni düzenleme veya uygulamayı hedeflediğine ilişkin net bir veri yok. Ancak yorumlar olası bir değişiklik veya adımın Öcalan’a ev hapsi yolunu açacağı yönünde. Yargı muhabiri Alican Uludağ’a göre Yıldız’ın çizdiği yasal çerçeve aynı zamanda Abdullah Öcalan'ı affa gerek kalmadan İmralı'dan çıkarıp, ev hapsine almanın da formülü.  Çünkü İnfaz Kanunu’na göre, hasta mahkumların cezasının infazı "sağlık durumu, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılabiliyor". Uludağ bu maddeye dayanarak Öcalan’ın ev hapsine çıkarılabileceğini ve elektronik kelepçe gibi tedbirlerle izlenebileceğini belirtiyor.   1517 hasta tutuklu uygun tedavi koşullarına erişemiyor  Olası bir düzenleme sağlık kontrolünden geçirilecek Abdullah Öcalan’ın yanı sıra cezaevi koşullarında uygun tedavi göremeyen çok sayıda hasta tutuklu ve hükümlüyü de kapsayacak. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre Temmuz 2024 itibariyle 295 bin kişilik kapasiteye sahip cezaevlerinde 342 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. İnsan Hakları Derneği'nin verilerine göre ise bunların 1517’si ağır hasta veya tedaviye muhtaç. DEM Parti geçtiğimiz hafta konuya ilişkin Meclis’e bir kanun teklifi sundu.  Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Arslan’ın hazırladığı teklifte “Cumhuriyet savcılarına verilen takdir yetkisi kaldırılmalı, hastane raporları esas alınmalıdır” denildi.   Adalet Bakanı söz vermiş ama yerine getirmemişti Hasta tutuklulara yönelik düzenleme 2013-2015 dönemindeki “çözüm süreci”nde de gündeme gelmişti. HDP heyeti, hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmeleri için yasal adımların atılmasını istemiş, konu İmralı’da yapılan görüşmelerde sıkça dile getirilmişti. Adalet Bakanı konuyla ilgili düzenlemelerin yapılacağı sözünü verse de “çözüm süreci”yle birlikte bu düzenleme de askıya alınmıştı.   'Umut hakkı' da masada “Yeni sürecin” bir diğer önemli boyutuysa “umut hakkı” olarak adlandırılan yasa teklifi. DEM Parti’nin Ekim ayında Meclis’e sunduğu teklifle, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olup cezaevinde 25 yılı dolduranlara koşullu salıverme hakkı tanınması öngörülüyor.