Sitenin sağında bir giydirme reklam

Dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan güvenli içme suyuna sahip değil

Yaşam 22.03.2024 - 10:40, Güncelleme: 22.03.2024 - 11:56 20215+ kez okundu.
 

Dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan güvenli içme suyuna sahip değil

İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla açıklama yaptı
Su kaynakları çok iyi korunup, eşit paylaşılmalıdır   İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, 22 Mart Dünya Su günü nedeniyle yaptığı açıklamada, BM Dünya Su Kalkınma Raporu'na göre, bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, bu sayının önümüzdeki otuz yıl içinde 1,7 milyar ila 2,4 milyara ulaşmasının muhtemel olduğuna dikkat çekti. Her yıl 22 Mart'ta kutlanan Dünya Su Gününün,  1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından dünyada giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanması amacıyla ilan edildiğini ifade eden Çak; açıklamasında şu sözlere yer verdi: “2024 yılı Dünya Su Günü teması, UN-Water (Birleşmiş Milletler - Su) tarafından suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki kritik rolüne dikkat çekmek için “Barış İçin Sudan Faydalanmak” olarak belirlendi. Su kıt olduğunda, kirli olduğunda ya da insanların eşit erişime sahip olmadığı veya hiç erişime sahip olmadığı durumlarda topluluklar ve ülkeler arasındaki gerilim artabilir. Su,  barış da yaratabilir, çatışmayı da tetikleyebilir. Dünya çapında 3 milyardan fazla insan, ulusal sınırları aşan suya bağımlıdır. Ancak nehirleri, gölleri ve yeraltı sularını komşularıyla paylaşan 153 ülkeden yalnızca 24'ünün, ortak sularının tamamı için işbirliği anlaşmaları yaptığı belirtiliyor. BM Dünya Su Kalkınma Raporu'na göre, bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insan su kıtlığıyla karşı karşıya ve bu sayının önümüzdeki otuz yıl içinde 1,7 milyar ile 2,4 milyara ulaşması muhtemel. Rapora göre dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan da güvenli içme suyuna sahip değil. İklim değişikliğinin etkileri arttıkça, tüm ülkeler açısından en değerli kaynağımızı koruma ve muhafaza etme etrafında acil birliğe ihtiyaç vardır. Her geçen gün, yoksullukla ve çevrenin bozulmasıyla mücadelede suyun önemi giderek artmaktadır. Su konusunda işbirliği, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletilmesine ve uyum sağlanmasına yardımcı olabilir. Ülkemiz, su sorunu yaşayan ülkelerin dışında değil.  Türkiye kişi başına kullanılabilir su miktarı bakımından henüz su fakiri bir ülke olmasa da su stresi yaşayan bir ülkedir.  Ve eğer etkili adımlar atılmazsa, ülkemizin su fakiri bir ülke olması çok uzaklarda değildir. Bu dramatik düşüşün başlıca sebepleri arasında küresel iklim değişiminin yanında yeşil alanların azalıp betonarmenin artışı, yeşil alanların madenlere açılması, vahşi sulama, su kaynaklarının bilinçsizce kullanımı ve kirletilmesi, temiz su kaynaklarımızın özel sektörün rant alanı haline dönüştürülmesi gösterilebilir. Türkiye'nin su kaynakları üzerine olabilecek baskıları öngörerek gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekiyor. Türkiye'deki su varlığının % 70’den fazlası tarımda kullanılıyor. Temiz su kaynaklarımızın korunması için tarımda vahşi sulama yerine basınçlı su sisteminin kullanımını sağlamalıyız. İklim krizi, savaşlar, pandemi, ekonomik kriz gibi hayatımızdan eksik olmayan olumsuzluklar, su ve gıdaya erişimde sorunlar yaratmakta ve bu sorunların sonuçlarından da en çok yoksullar etkilenmektedir. Giderek artan gıdaya ve suya erişim güçlüğü, göçlere neden olmaktadır. Ortadoğu’dan, Afrika’dan ülkemize ve Avrupa’ya yönelik artan ve artmaya devam edecek olan göçler bunun somut örnekleridir. Uzmanlar, dünyanın önündeki en büyük risklerden birinin, iklim krizi nedeniyle yaşanacak göç olduğuna dikkat çekiyor. 10 yıl içinde su bulamamaktan 700 milyon insanın göç edeceği öngörülüyor. O göçmenlerin önemli bir kısmı bizim ülkemizden geçerek gidecek ya da gitmeyecek. Bahse konu göç sayıları oldukça fazla. Avrupa Birliği ülkeleri iklim değişikliği, su sorunu ve yaratacağı sorunlar üzerine önlemlerini alıyor Ancak ne yazıktır ki ülkemiz, bu durumu öngörmekten ve yeterli çalışma yapmaktan hayli uzakta. İnşaat Mühendisleri Adana Şubesi olarak; dünya su gününde, vazgeçilmez insan hakkı olan su ve gıdaya erişimin sağlanması ve hakkaniyetli kullanımı ve de doğal varlıklarımızın korunmasının önemine bir kez daha vurgu yapmak isteriz. Kısıtlı kaynakların korunması ve eşit paylaşımı, ancak 2024 yılı Dünya Su Günün teması olan  “Barış İçin Su” anlayışının hakim olması ile sağlanabilir.”
İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla açıklama yaptı

Su kaynakları çok iyi korunup, eşit paylaşılmalıdır

 

İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, 22 Mart Su günü " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank">Dünya Su günü nedeniyle yaptığı açıklamada, BM Dünya Su Kalkınma Raporu'na göre, bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, bu sayının önümüzdeki otuz yıl içinde 1,7 milyar ila 2,4 milyara ulaşmasının muhtemel olduğuna dikkat çekti.

Her yıl 22 Mart'ta kutlanan Dünya Su Gününün,  1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından dünyada giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanması amacıyla ilan edildiğini ifade eden Çak; açıklamasında şu sözlere yer verdi: “2024 yılı Su Günü " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank">Dünya Su Günü teması, UN-Water (Birleşmiş Milletler - Su) tarafından suyun küresel barış, istikrar ve refah üzerindeki kritik rolüne dikkat çekmek için “Barış İçin Sudan Faydalanmak” olarak belirlendi.

Su kıt olduğunda, kirli olduğunda ya da insanların eşit erişime sahip olmadığı veya hiç erişime sahip olmadığı durumlarda topluluklar ve ülkeler arasındaki gerilim artabilir. Su,  barış da yaratabilir, çatışmayı da tetikleyebilir. Dünya çapında 3 milyardan fazla insan, ulusal sınırları aşan suya bağımlıdır. Ancak nehirleri, gölleri ve yeraltı sularını komşularıyla paylaşan 153 ülkeden yalnızca 24'ünün, ortak sularının tamamı için işbirliği anlaşmaları yaptığı belirtiliyor.

BM Dünya Su Kalkınma Raporu'na göre, bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insan su kıtlığıyla karşı karşıya ve bu sayının önümüzdeki otuz yıl içinde 1,7 milyar ile 2,4 milyara ulaşması muhtemel. Rapora göre dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan da güvenli içme suyuna sahip değil.

İklim değişikliğinin etkileri arttıkça, tüm ülkeler açısından en değerli kaynağımızı koruma ve muhafaza etme etrafında acil birliğe ihtiyaç vardır. Her geçen gün, yoksullukla ve çevrenin bozulmasıyla mücadelede suyun önemi giderek artmaktadır. Su konusunda işbirliği, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletilmesine ve uyum sağlanmasına yardımcı olabilir.

Ülkemiz, su sorunu yaşayan ülkelerin dışında değil.  Türkiye kişi başına kullanılabilir su miktarı bakımından henüz su fakiri bir ülke olmasa da su stresi yaşayan bir ülkedir.  Ve eğer etkili adımlar atılmazsa, ülkemizin su fakiri bir ülke olması çok uzaklarda değildir.

Bu dramatik düşüşün başlıca sebepleri arasında küresel iklim değişiminin yanında yeşil alanların azalıp betonarmenin artışı, yeşil alanların madenlere açılması, vahşi sulama, su kaynaklarının bilinçsizce kullanımı ve kirletilmesi, temiz su kaynaklarımızın özel sektörün rant alanı haline dönüştürülmesi gösterilebilir.

Türkiye'nin su kaynakları üzerine olabilecek baskıları öngörerek gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekiyor. Türkiye'deki su varlığının % 70’den fazlası tarımda kullanılıyor. Temiz su kaynaklarımızın korunması için tarımda vahşi sulama yerine basınçlı su sisteminin kullanımını sağlamalıyız.

İklim krizi, savaşlar, pandemi, ekonomik kriz gibi hayatımızdan eksik olmayan olumsuzluklar, su ve gıdaya erişimde sorunlar yaratmakta ve bu sorunların sonuçlarından da en çok yoksullar etkilenmektedir. Giderek artan gıdaya ve suya erişim güçlüğü, göçlere neden olmaktadır. Ortadoğu’dan, Afrika’dan ülkemize ve Avrupa’ya yönelik artan ve artmaya devam edecek olan göçler bunun somut örnekleridir.

Uzmanlar, dünyanın önündeki en büyük risklerden birinin, iklim krizi nedeniyle yaşanacak göç olduğuna dikkat çekiyor. 10 yıl içinde su bulamamaktan 700 milyon insanın göç edeceği öngörülüyor. O göçmenlerin önemli bir kısmı bizim ülkemizden geçerek gidecek ya da gitmeyecek. Bahse konu göç sayıları oldukça fazla. Avrupa Birliği ülkeleri iklim değişikliği, su sorunu ve yaratacağı sorunlar üzerine önlemlerini alıyor Ancak ne yazıktır ki ülkemiz, bu durumu öngörmekten ve yeterli çalışma yapmaktan hayli uzakta.

İnşaat Mühendisleri Adana Şubesi olarak; dünya su gününde, vazgeçilmez insan hakkı olan su ve gıdaya erişimin sağlanması ve hakkaniyetli kullanımı ve de doğal varlıklarımızın korunmasının önemine bir kez daha vurgu yapmak isteriz. Kısıtlı kaynakların korunması ve eşit paylaşımı, ancak 2024 yılı Dünya Su Günün teması olan  “Barış İçin Su” anlayışının hakim olması ile sağlanabilir.”

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalkim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.