Sitenin sağında bir giydirme reklam

EMEP’den; halktan emekten yana demokratik yerel yönetimler için mücadele çağrısı

Siyaset 17.03.2024 - 10:01, Güncelleme: 17.03.2024 - 23:01 53365+ kez okundu.
 

EMEP’den; halktan emekten yana demokratik yerel yönetimler için mücadele çağrısı

Emek Partisi Çanakkale Belediye Başkan Adayı Sevim Yılmaz Kırnıç ve Belediye Meclis Üyesi Adayları Tülay Ararat, Güner Gürses ve Necati Yeşer, iskele meydanında yaptıkları açıklamada; “Rantçılığa, doğanın talanına ve emeğin sömürüsüne karşı; halkçı, emekten yana demokratik yerel yönetimler için mücadele edelim” çağrısı yapıldı.
Çanakkale’de; halkın ve demokratik kitle örgütlerinin seçilmiş temsilcilerle birlikte kendini yönettiği bir yerel yönetim anlayışının uygulayacağı kaydedilen açıklamada şu iafadelere yer verildi; “31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere; yoksulluğun, işsizliğin, enflasyonun, baskı ve yasakların arttığı, güvencesizliğin, gelecek kaygısının tüm toplumu sardığı, doğa ve çevremizin talan edildiği, laikliğin kırıntısının bile hedefe konduğu, gerici saldırıların alabildiğine arttığı, kaynakların başta silah sanayi olmak üzere patronlara aktarıldığı koşullarda gidiyoruz. İktidar ve burjuva muhalefet kentleri, doğayı ve halkın yaşam alanlarını yağmalanacak birer rant kaynağından ibaret görüyor. Halkın sadece oy deposu olarak görüldüğü birbirinden farkı bulunmayan belediyecilik anlayışlarına karşı seçeneksiz değiliz. Seçenek emekten yana bir yerel yönetim.   Emekten ve halktan yana bir yerel yönetim; her yerleşim bölgesinde atanmışların değil, halkın ve demokratik kitle örgütlerinin seçilmiş temsilcilerle birlikte kendini yönettiği bir yerel yönetimdir. Emekten ve halktan yana bir yerel yönetim; seçilen kişilerin üstlendiği görevleri yerine getirmemesi durumunda görevden alma yetkisi kendilerini seçen emekçi halkta olan bir yerel yönetimdir. Emekten ve halktan yana bir yerel yönetim; halkın mülkiyeti ve tasarrufunda bulunan varlık, gelir ve giderlerin hesabının verildiği ve denetlendiği şekilde yönetilmesi demektir. Merkezi yönetimin baskı ve vesayetine son verilmelidir. Merkezi hükümetin elindeki bütçe tehdit aracı olarak kullanılamaz. Bütçenin eşit ve adaletli dağıtımı sağlanmalı, yerel ve merkezi yönetim arasındaki ilişki demokratik işleyişe dayanmalı ve halkın ihtiyaçları esas alınmalıdır. Yıllarca bu kentte değer yaratmış emekliler, iktidar tarafından açlık sınırında ücretlerie yaşamaya mahkum edilirken, rantçı belediyecilik anlayışı için de görünmezler. Emeklilerin ekonomik, sosyal, kültürel haklara erişimini kolaylaştırıcı tedbirler acilen alınmalıdır.   Çanakkale'de şehir içi toplu taşıma araçlarının sayısal olarak yetersizliği, saat aralıklarının uzunluğu, güzergahların doğru planlanmaması, araçların eski olması ulaşımı tam bir çile haline getirmektedir. Öğrenci kenti olan şehrimizde özellikle üniversitenin açık olduğu dönemlerde, mesainin başlama ve bitiş saatlerinde toplu taşıma araçlarına binebilmek neredeyse Imkansız hale gelmektedir. Ücretlerin yüksekliği tüm kent halkını olumsuz etkilemektedir. Şehir içi toplu taşıma emekliler, İşsizler ve yoksulluk sınırı altında geliri olan herkes için ücretsiz olmalıdır. Araçlar yenilenmeli, doğru planlama yapılarak nitelikli şehir içi ulaşım sağlanmalıdır. Çevre kirliliği ve çöp kentimizin başta gelen sorunları arasındadır. Özellikle yaz aylarında açıkta bulunan çöp konteynerleri nedeni ile sivrisinek sorunu yaşanmaktadır. Toplu taşıma ve çöp toplama işi belediye tarafından yürütülmeli taşeron firmalar devreden çıkarılmalıdır. Yaşanan depremlerin yarattığı yıkımlar dikkate alınarak, insanca yaşanabilen, sağlıklı ve güvenli sosyal konutların yapımı ve emekçiler çıkarına bir kentsel dönüşüm için bütçe ayrılmalıdır. Çanakkale aynı zamanda bir tarım kentidir. Tarım alanlarının yapılaşmaya açılması durdurulmalı, zeytinlikler korunmalı, verimli topraklar ranta kurban edilmemelidir. Kentin su kaynakları halk için kullanılmalıdır. Çağımızın en büyük tehditlerinden olan susuzluk sorununa karşı önlemler alınmalıdır. Belediye bünyesinde çalışan her emekçinin sendikalaşma ve sendika saçme özgürlüğü olmalı, işveren sendika seçimlerine müdahale etmemelidir. Kadınların eşit yaşam hakkının sağlanması ve güvenle yaşayabileceği kentlerin yaratılması yerel yönetimlerin öncelikli sorumluluğudur. Mahallelerde ücretsiz kreşler, şiddet gördüğünde sığınabileceği konuk evleri, psikolojik danışma merkezleri, cinsiyetçi iş bölümüne dayanmayan meslek edindirme kursları açılmalıdır. Kadın işsizliğini önleyici tedbirler alınmalıdır.
Emek Partisi Çanakkale Belediye Başkan Adayı Sevim Yılmaz Kırnıç ve Belediye Meclis Üyesi Adayları Tülay Ararat, Güner Gürses ve Necati Yeşer, iskele meydanında yaptıkları açıklamada; “Rantçılığa, doğanın talanına ve emeğin sömürüsüne karşı; halkçı, emekten yana demokratik yerel yönetimler için mücadele edelim” çağrısı yapıldı.

Çanakkale’de; halkın ve demokratik kitle örgütlerinin seçilmiş temsilcilerle birlikte kendini yönettiği bir yerel yönetim anlayışının uygulayacağı kaydedilen açıklamada şu iafadelere yer verildi; “31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere; yoksulluğun, işsizliğin, enflasyonun, baskı ve yasakların arttığı, güvencesizliğin, gelecek kaygısının tüm toplumu sardığı, doğa ve çevremizin talan edildiği, laikliğin kırıntısının bile hedefe konduğu, gerici saldırıların alabildiğine arttığı, kaynakların başta silah sanayi olmak üzere patronlara aktarıldığı koşullarda gidiyoruz. İktidar ve burjuva muhalefet kentleri, doğayı ve halkın yaşam alanlarını yağmalanacak birer rant kaynağından ibaret görüyor. Halkın sadece oy deposu olarak görüldüğü birbirinden farkı bulunmayan belediyecilik anlayışlarına karşı seçeneksiz değiliz. Seçenek emekten yana bir yerel yönetim.

 

Emekten ve halktan yana bir yerel yönetim; her yerleşim bölgesinde atanmışların değil, halkın ve demokratik kitle örgütlerinin seçilmiş temsilcilerle birlikte kendini yönettiği bir yerel yönetimdir.

Emekten ve halktan yana bir yerel yönetim; seçilen kişilerin üstlendiği görevleri yerine getirmemesi durumunda görevden alma yetkisi kendilerini seçen emekçi halkta olan bir yerel yönetimdir. Emekten ve halktan yana bir yerel yönetim; halkın mülkiyeti ve tasarrufunda bulunan varlık, gelir ve giderlerin hesabının verildiği ve denetlendiği şekilde yönetilmesi demektir.

Merkezi yönetimin baskı ve vesayetine son verilmelidir. Merkezi hükümetin elindeki bütçe tehdit aracı olarak kullanılamaz. Bütçenin eşit ve adaletli dağıtımı sağlanmalı, yerel ve merkezi yönetim arasındaki ilişki demokratik işleyişe dayanmalı ve halkın ihtiyaçları esas alınmalıdır. Yıllarca bu kentte değer yaratmış emekliler, iktidar tarafından açlık sınırında ücretlerie yaşamaya mahkum edilirken, rantçı belediyecilik anlayışı için de görünmezler. Emeklilerin ekonomik, sosyal, kültürel haklara erişimini kolaylaştırıcı tedbirler acilen alınmalıdır.

 

Çanakkale'de şehir içi toplu taşıma araçlarının sayısal olarak yetersizliği, saat aralıklarının uzunluğu, güzergahların doğru planlanmaması, araçların eski olması ulaşımı tam bir çile haline getirmektedir. Öğrenci kenti olan şehrimizde özellikle üniversitenin açık olduğu dönemlerde, mesainin başlama ve bitiş saatlerinde toplu taşıma araçlarına binebilmek neredeyse Imkansız hale gelmektedir. Ücretlerin yüksekliği tüm kent halkını olumsuz etkilemektedir. Şehir içi toplu taşıma emekliler, İşsizler ve yoksulluk sınırı altında geliri olan herkes için ücretsiz olmalıdır. Araçlar yenilenmeli, doğru planlama yapılarak nitelikli şehir içi ulaşım sağlanmalıdır.

Çevre kirliliği ve çöp kentimizin başta gelen sorunları arasındadır. Özellikle yaz aylarında açıkta bulunan çöp konteynerleri nedeni ile sivrisinek sorunu yaşanmaktadır. Toplu taşıma ve çöp toplama işi belediye tarafından yürütülmeli taşeron firmalar devreden çıkarılmalıdır.

Yaşanan depremlerin yarattığı yıkımlar dikkate alınarak, insanca yaşanabilen, sağlıklı ve güvenli sosyal konutların yapımı ve emekçiler çıkarına bir kentsel dönüşüm için bütçe ayrılmalıdır. Çanakkale aynı zamanda bir tarım kentidir. Tarım alanlarının yapılaşmaya açılması durdurulmalı, zeytinlikler korunmalı, verimli topraklar ranta kurban edilmemelidir. Kentin su kaynakları halk için kullanılmalıdır. Çağımızın en büyük tehditlerinden olan susuzluk sorununa karşı önlemler alınmalıdır.

Belediye bünyesinde çalışan her emekçinin sendikalaşma ve sendika saçme özgürlüğü olmalı, işveren sendika seçimlerine müdahale etmemelidir.

Kadınların eşit yaşam hakkının sağlanması ve güvenle yaşayabileceği kentlerin yaratılması yerel yönetimlerin öncelikli sorumluluğudur. Mahallelerde ücretsiz kreşler, şiddet gördüğünde sığınabileceği konuk evleri, psikolojik danışma merkezleri, cinsiyetçi iş bölümüne dayanmayan meslek edindirme kursları açılmalıdır. Kadın işsizliğini önleyici tedbirler alınmalıdır.

Çanakkale HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalkim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.