Sitenin sağında bir giydirme reklam

Kış Saati Uygulaması Kanser Riskini Artırıyor mu?

Dünya 18.10.2024 - 19:54, Güncelleme: 19.10.2024 - 01:54 39015+ kez okundu.
 

Kış Saati Uygulaması Kanser Riskini Artırıyor mu?

Ankara Üniversitesi Hastanesi'nden Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının biyolojik ritmi bozarak kanser vakalarında artışa yol açtığını öne sürdü.
Prof. Dr. Taner Demirer: “Kalıcı Yaz Saati Uygulaması Nedeniyle Kanser Vakalarında Artış Gözlemledik”   Kalıcı yaz saati uygulamasının sağlığımız üzerindeki etkileri tartışılmaya devam ediyor. Bu kez ciddi bir uyarı Ankara Üniversitesi Hastanesi'nden Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer’den geldi. Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının biyolojik ritmi bozarak kanser vakalarında artışa yol açtığını öne sürdü.   Biyolojik Ritmin Bozulması ve Kanser Riski Prof. Dr. Demirer, vücudun biyolojik saatinin, yani sirkadiyen ritminin, insan sağlığı için son derece önemli olduğunu belirtti. Normal koşullarda biyolojik saat, güneş ışığıyla uyumlu olarak çalışır ve bu ritmin bozulması vücutta bir dizi olumsuz etkiye yol açabilir. Kalıcı yaz saati uygulamasının ise biyolojik saati bozduğunu vurgulayan Demirer, bu bozulmanın DNA tamir mekanizmasını olumsuz etkilediğini ve hücrelerin kanser hücresine dönüşme riskini artırabileceğini belirtti. "Biyolojik saatin bozulması, hücresel fonksiyonları etkiliyor ve kanser gelişim sürecini tetikleyebiliyor," dedi.   Kanser Vakalarında Ciddi Artış Türkiye’de kanser vakalarındaki artışın son yıllarda hızlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının bu artışta önemli bir rol oynadığını ifade etti. Özellikle 2016 yılında kalıcı yaz saati uygulamasına geçilmesinden bu yana, yıllık kanser vakalarının 160 binden 250 bine çıktığını vurgulayan Demirer, bu verilerin dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtti.   Veriler Ne Diyor? Prof. Dr. Demirer’in iddiaları ışığında, Türkiye’de kanser vakalarındaki artışın çeşitli sebeplerle ilişkilendirilebileceği düşünülüyor. Ancak, özellikle biyolojik ritmin bozulmasıyla ilişkili yapılan bilimsel çalışmalar, sirkadiyen ritmin bozulmasının kanser gelişiminde rol oynayabileceğini gösteriyor.   Yapılan çalışmalara göre, biyolojik saatin dengesinin bozulması uyku bozukluklarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve vücudun stres seviyesinin artmasına neden olabiliyor. Bu durumlar, kanser gelişimi için risk faktörleri olarak kabul ediliyor.   Kalıcı Yaz Saati Uygulamasının Etkileri Türkiye, 2016 yılından itibaren kalıcı yaz saati uygulamasına geçerek, kış aylarında da gün ışığından daha fazla faydalanmayı hedefledi. Ancak bu uygulama, biyolojik saatin düzenli çalışması için önemli olan doğal ışık düzenini etkiliyor. Özellikle sabahları daha az gün ışığı almak ve karanlıkta uyanmak, biyolojik ritmin senkronize olmasını zorlaştırıyor. Bu durum, uzun vadede uyku düzeni, hormonal denge ve bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.   Prof. Dr. Demirer, “İnsanlar doğal ışık döngüsüyle uyumlu yaşamaya programlanmıştır. Kalıcı yaz saati uygulaması, bu doğal döngüyü bozar ve bu durum kanser riskini artıran faktörlerden biridir,” diye ekledi.   Diğer Sağlık Uzmanlarının Görüşleri Bu iddialar, birçok uzman tarafından dikkatle incelenmeye devam ediyor. Bazı uzmanlar, kanser vakalarındaki artışın sadece yaz saati uygulamasıyla değil, yaşam tarzı değişiklikleri, çevresel faktörler ve genetik unsurlarla da ilişkili olduğunu vurguluyor. Ancak, biyolojik saatin bozulmasının uzun vadeli sağlık sonuçları üzerinde araştırmalar devam ediyor ve kalıcı yaz saati uygulamasının sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dair daha fazla bilimsel veriye ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.   Uygulamanın Geleceği Tartışma Konusu Kalıcı yaz saati uygulamasının kanser vakalarındaki artışa doğrudan bir etkisi olup olmadığı halen araştırma konusu olsa da, biyolojik ritmin bozulmasıyla ilgili endişeler giderek artıyor. Prof. Dr. Taner Demirer’in iddiaları, yaz saati uygulamasının halk sağlığı üzerindeki etkilerine dair daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.   Türkiye’de ve dünyada biyolojik ritim ve kanser ilişkisi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar derinleştikçe, kalıcı yaz saati uygulamasının geleceği de tartışma konusu olmayı sürdürecek gibi görünüyor.   Bu gelişmeler ışığında, kamuoyunda yaz saati uygulamasının insan sağlığı üzerindeki etkileri ve biyolojik saatin korunmasının önemi üzerine tartışmaların daha da yoğunlaşması bekleniyor.
Ankara Üniversitesi Hastanesi'nden Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının biyolojik ritmi bozarak kanser vakalarında artışa yol açtığını öne sürdü.

Prof. Dr. Taner Demirer: “ Kalıcı Yaz Saati Uygulaması Nedeniyle Kanser Vakalarında Artış Gözlemledik”

 

Kalıcı yaz saati uygulamasının sağlığımız üzerindeki etkileri tartışılmaya devam ediyor. Bu kez ciddi bir uyarı Ankara Üniversitesi Hastanesi'nden Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer’den geldi. Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının biyolojik ritmi bozarak kanser vakalarında artışa yol açtığını öne sürdü.

 

Biyolojik Ritmin Bozulması ve Kanser Riski

Prof. Dr. Demirer, vücudun biyolojik saatinin, yani sirkadiyen ritminin, insan sağlığı için son derece önemli olduğunu belirtti. Normal koşullarda biyolojik saat, güneş ışığıyla uyumlu olarak çalışır ve bu ritmin bozulması vücutta bir dizi olumsuz etkiye yol açabilir. Kalıcı yaz saati uygulamasının ise biyolojik saati bozduğunu vurgulayan Demirer, bu bozulmanın DNA tamir mekanizmasını olumsuz etkilediğini ve hücrelerin kanser hücresine dönüşme riskini artırabileceğini belirtti. "Biyolojik saatin bozulması, hücresel fonksiyonları etkiliyor ve kanser gelişim sürecini tetikleyebiliyor," dedi.

 

Kanser Vakalarında Ciddi Artış

Türkiye’de kanser vakalarındaki artışın son yıllarda hızlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının bu artışta önemli bir rol oynadığını ifade etti. Özellikle 2016 yılında kalıcı yaz saati uygulamasına geçilmesinden bu yana, yıllık kanser vakalarının 160 binden 250 bine çıktığını vurgulayan Demirer, bu verilerin dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtti.

 

Veriler Ne Diyor?

Prof. Dr. Demirer’in iddiaları ışığında, Türkiye’de kanser vakalarındaki artışın çeşitli sebeplerle ilişkilendirilebileceği düşünülüyor. Ancak, özellikle biyolojik ritmin bozulmasıyla ilişkili yapılan bilimsel çalışmalar, sirkadiyen ritmin bozulmasının kanser gelişiminde rol oynayabileceğini gösteriyor.

 

Yapılan çalışmalara göre, biyolojik saatin dengesinin bozulması uyku bozukluklarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve vücudun stres seviyesinin artmasına neden olabiliyor. Bu durumlar, kanser gelişimi için risk faktörleri olarak kabul ediliyor.

 

Kalıcı Yaz Saati Uygulamasının Etkileri

Türkiye, 2016 yılından itibaren kalıcı yaz saati uygulamasına geçerek, kış aylarında da gün ışığından daha fazla faydalanmayı hedefledi. Ancak bu uygulama, biyolojik saatin düzenli çalışması için önemli olan doğal ışık düzenini etkiliyor. Özellikle sabahları daha az gün ışığı almak ve karanlıkta uyanmak, biyolojik ritmin senkronize olmasını zorlaştırıyor. Bu durum, uzun vadede uyku düzeni, hormonal denge ve bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

 

Prof. Dr. Demirer, “İnsanlar doğal ışık döngüsüyle uyumlu yaşamaya programlanmıştır. Kalıcı yaz saati uygulaması, bu doğal döngüyü bozar ve bu durum kanser riskini artıran faktörlerden biridir,” diye ekledi.

 

Diğer Sağlık Uzmanlarının Görüşleri

Bu iddialar, birçok uzman tarafından dikkatle incelenmeye devam ediyor. Bazı uzmanlar, kanser vakalarındaki artışın sadece yaz saati uygulamasıyla değil, yaşam tarzı değişiklikleri, çevresel faktörler ve genetik unsurlarla da ilişkili olduğunu vurguluyor. Ancak, biyolojik saatin bozulmasının uzun vadeli sağlık sonuçları üzerinde araştırmalar devam ediyor ve kalıcı yaz saati uygulamasının sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dair daha fazla bilimsel veriye ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.

 

Uygulamanın Geleceği Tartışma Konusu

Kalıcı yaz saati uygulamasının kanser vakalarındaki artışa doğrudan bir etkisi olup olmadığı halen araştırma konusu olsa da, biyolojik ritmin bozulmasıyla ilgili endişeler giderek artıyor. Prof. Dr. Taner Demirer’in iddiaları, yaz saati uygulamasının halk sağlığı üzerindeki etkilerine dair daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.

 

Türkiye’de ve dünyada biyolojik ritim ve kanser ilişkisi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar derinleştikçe, kalıcı yaz saati uygulamasının geleceği de tartışma konusu olmayı sürdürecek gibi görünüyor.

 

Bu gelişmeler ışığında, kamuoyunda yaz saati uygulamasının insan sağlığı üzerindeki etkileri ve biyolojik saatin korunmasının önemi üzerine tartışmaların daha da yoğunlaşması bekleniyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalkim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.