Sitenin sağında bir giydirme reklam

Çanakale’de Emek ve Demokrasi Güçlerinden 1 Mayıs Çağrısı

Gündem 25.04.2023 - 20:32, Güncelleme: 14.05.2023 - 02:02 1852+ kez okundu.
 

Çanakale’de Emek ve Demokrasi Güçlerinden 1 Mayıs Çağrısı

Belediye çalışanları sosyal tesislerinde bir araya gelen Çanakkale Emek ve Demonrasi Güçleri İşçilerin, kamu emekçilerinin, gençlerin, kadınların, emeklilerin, çocuklarımızın geleceği için tarihsel bir dönemde 2023 yılı 1 Mayıs’ının hazırlıklarını payla
Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'ne çağrıda bulundu. 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu Üyesi Cemal İlgün; 1 Mayıs günü saat 12:30'da Esenler mahallesinde bulunan salı sazarı önünde toplanıp, Cumhuriye meydanına yapacakları yürüyüşe katılım çağrısı yaptı. Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri. 1 Mayıs Tertip Komitesi Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu Üyesi Cemal İlgün; “1 Mayıs, tüm değerleri üreten işçilerin-emekçilerin bugüne dair itirazlarını ve yarına dair hedeflerini ifade ettiği bir gündür. 1 Mayıs alanları milyonların birbirlerine ve tüm dünya işçi sınıfına yüzünü döndüğü ve elini uzattığı alanlardır.” dedi. Dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların sesleri 1 Mayıs meydanlarında buluşacaklarını bildiren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu Üyesi ve Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri. 1 Mayıs Tertip Komitesi Cemal İlgün, konuşmasının devamında; “Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken; biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa, sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor. Kapitalizm ve onun en vahşi biçimi olan neo-liberalizm bugün dünya halklarına daha fazla sömürü, daha fazla eşitsizlik, daha fazla yağma, daha fazla yıkım ve yarattıkları bu cehennemin bekçisi olarak daha fazla otoriter rejim vaat ediyor. Evet, bu korkunç hikayenin en kötü, en ağır süreçlerinden biri ülkemizde yaşanıyor. Sadece başkanlık rejiminin sonrasında, pandemide, ekonomik krizde ve depremde karşı karşıya kaldığımız hakikat belli: İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız. İşçiden alıp patronlara verdiler, fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar, rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, asırlık yardım kuruluşlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler, doğal afetleri felakete çevirdiler. Sözün özü; memleketi bir şirket gibi yönettiler! Memlekette, hak aramayı, sendikalı olmayı, grev yapmayı engellediler, üstelik bu yaptıklarıyla övündüler. Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hakim hale getirdiler, bizlerin işini ekmeğini iktidarın ve patronların insafına terk etmeye çalıştılar. KHK’ler ile çalışma hakkını gasp ettiler, Anayasa’yı rafa kaldırdılar, mahkeme kararlarını uygulamadılar. Hak, hukuk tanımadılar. Bizler bir olup karşılarına dikilmeyelim diye her alanda ayrımcılığı kışkırttılar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiler. Eleştirenin, sorgulayanın, soru soranın, hak-hukuk-adalet isteyenin sesini kısmak için her yolu denediler. Ama yine de başaramadılar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıktı; gençler geleceklerine… Haklarını savunan kamu emekçileri, iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler, bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelemizi hiçbir şiddetle bastıramadılar. Doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamadılar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta. Ve nihayet hep dediğimiz gibi gün geldi, devran döndü… Bugün artık bir karar anındayız. İşçilere, kamu emekçilerine, emeklilere, doğaya, kadınlara, gençlere, çocuklara, bugünümüze ve geleceğimize büyük zararlar veren; bu ülkeye, bu halka zararlı başkanlık rejimine son vermek için yan yana, omuz omuzayız. Ve nasıl bir dünya, nasıl bir memleket, nasıl bir gelecek istediğimizi; umutlarımızı, taleplerimizi, haklarımızı 1 Mayıs meydanlarında buluşturacağız. Yeni bir toplumsal düzen için yeni bir başlangıç yapacağız. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten biz işçilerin, emekçilerin yöneten olduğu bir düzen kurma irademizle meydanlarda birlik olacağız.” Dedi.  2023 yılı 1 Mayıs’ının yeni bir başlangıç olduğunu vurgulayan İlgün,  Bu ülkenin gerçek sahipleri olarak geleceğimize sahip çıkacaklarını kaydederek, 1 Mayıs mazartesi günü 12:30’da eski salı pazarında toplanarak Cumhuriyet meydanına yapacakları yürüşe davet etti.
Belediye çalışanları sosyal tesislerinde bir araya gelen Çanakkale Emek ve Demonrasi Güçleri İşçilerin, kamu emekçilerinin, gençlerin, kadınların, emeklilerin, çocuklarımızın geleceği için tarihsel bir dönemde 2023 yılı 1 Mayıs’ının hazırlıklarını payla

Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'ne çağrıda bulundu. 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu Üyesi Cemal İlgün; 1 Mayıs günü saat 12:30'da Esenler mahallesinde bulunan salı sazarı önünde toplanıp, Cumhuriye meydanına yapacakları yürüyüşe katılım çağrısı yaptı.

Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri. 1 Mayıs Tertip Komitesi Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu Üyesi Cemal İlgün; “1 Mayıs, tüm değerleri üreten işçilerin-emekçilerin bugüne dair itirazlarını ve yarına dair hedeflerini ifade ettiği bir gündür. 1 Mayıs alanları milyonların birbirlerine ve tüm dünya işçi sınıfına yüzünü döndüğü ve elini uzattığı alanlardır.” dedi.

Dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların sesleri 1 Mayıs meydanlarında buluşacaklarını bildiren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu Üyesi ve Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri. 1 Mayıs Tertip Komitesi Cemal İlgün, konuşmasının devamında; “Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken; biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa, sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor.

Kapitalizm ve onun en vahşi biçimi olan neo-liberalizm bugün dünya halklarına daha fazla sömürü, daha fazla eşitsizlik, daha fazla yağma, daha fazla yıkım ve yarattıkları bu cehennemin bekçisi olarak daha fazla otoriter rejim vaat ediyor.

Evet, bu korkunç hikayenin en kötü, en ağır süreçlerinden biri ülkemizde yaşanıyor. Sadece başkanlık rejiminin sonrasında, pandemide, ekonomik krizde ve depremde karşı karşıya kaldığımız hakikat belli: İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız.

İşçiden alıp patronlara verdiler, fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar, rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, asırlık yardım kuruluşlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler, doğal afetleri felakete çevirdiler. Sözün özü; memleketi bir şirket gibi yönettiler!

Memlekette, hak aramayı, sendikalı olmayı, grev yapmayı engellediler, üstelik bu yaptıklarıyla övündüler.

Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hakim hale getirdiler, bizlerin işini ekmeğini iktidarın ve patronların insafına terk etmeye çalıştılar. KHK’ler ile çalışma hakkını gasp ettiler, Anayasa’yı rafa kaldırdılar, mahkeme kararlarını uygulamadılar. Hak, hukuk tanımadılar.

Bizler bir olup karşılarına dikilmeyelim diye her alanda ayrımcılığı kışkırttılar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiler. Eleştirenin, sorgulayanın, soru soranın, hak-hukuk-adalet isteyenin sesini kısmak için her yolu denediler.

Ama yine de başaramadılar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıktı; gençler geleceklerine… Haklarını savunan kamu emekçileri, iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler, bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelemizi hiçbir şiddetle bastıramadılar. Doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamadılar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta. Ve nihayet hep dediğimiz gibi gün geldi, devran döndü…

Bugün artık bir karar anındayız. İşçilere, kamu emekçilerine, emeklilere, doğaya, kadınlara, gençlere, çocuklara, bugünümüze ve geleceğimize büyük zararlar veren; bu ülkeye, bu halka zararlı başkanlık rejimine son vermek için yan yana, omuz omuzayız.

Ve nasıl bir dünya, nasıl bir memleket, nasıl bir gelecek istediğimizi; umutlarımızı, taleplerimizi, haklarımızı 1 Mayıs meydanlarında buluşturacağız.

Yeni bir toplumsal düzen için yeni bir başlangıç yapacağız. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten biz işçilerin, emekçilerin yöneten olduğu bir düzen kurma irademizle meydanlarda birlik olacağız.” Dedi.

 2023 yılı 1 Mayıs’ının yeni bir başlangıç olduğunu vurgulayan İlgün,  Bu ülkenin gerçek sahipleri olarak geleceğimize sahip çıkacaklarını kaydederek,

1 Mayıs mazartesi günü 12:30’da eski salı pazarında toplanarak Cumhuriyet meydanına yapacakları yürüşe davet etti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalkim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.