Sitenin sağında bir giydirme reklam
Kemal Yücel
Köşe Yazarı
Kemal Yücel
 

Bölgesel Savaşlar ve Türkiye'de Sığınak Gerçeği: Hazır Mıyız?

Bugünler de dünya, tarihin en kritik ve kaygı dolu süreçlerinden birini yaşanıyor. Rusya-Ukrayna arasında üç yıl süren savaş, 20 Kasım Çarşamba günü farklı bir boyuta taşındı. Ukrayna'nın ATACMS füzelerini kullanarak Rusya topraklarındaki hedefi vurması, savaş gidişatını değiştirdi. Öte yandan, İsrail-Filistin arasındaki ilişkilerde bölgesel bir savaşa evrilerek Lübnan, İran, Suriye ve Irak'ı da içine almış durumdaydı. Ortadoğu coğrafyası adeta bir ateş çemberine geri döndü. Bu gelişmeler, savaşın Türkiye sınırına kadar dayandığını açıkça gösteriyor.   NATO ve Avrupa'nın Savaş Hazırlıkları Bu endişe tabloları karşısında,  NATO üye ülkelerin “savaş senaryolarına hazırlıklı” olmaya çağırıyor. Hollandalı Oramiral Rob Bauer, Brüksel'de yaptığı açıklamada, savaş riskine karşı uluslararası hazırlıkların gelişmesinin önemini vurguladı. Bu açıklama üzerine Almanya, metro istasyonları, yer altı otoparkları gibi mevcut yapılar olası bir sığınak olarak değerlendirme kararı aldı. Vatandaşlarına bodrum ve garajlarını sığınak olarak kullanma teşviki yapılıyor. Benzer şekilde Polonya, mevcut 62 bin sığınak alanını gözden geçirirken, doğu Avrupa ülkeleri ve İsveç gibi kuzey bölgelerinde ise soğuk savaş döneminde kalan sığınaklarının düzenli bakımını sürdürüyor. Örneğin, bölge halkının yüzde seksenini barındırabilecek nitelikte, hatta 100 kilotonluk nükleer saldırılara dayanabilecek güçte sığınaklara sahip.   Türkiye Sığınak Konusunda Ne Durumda? Dünya savaş hazırlıkları yaparken, Türkiye'nin olası bir savaş durumunda sığınak konusunda ne kadar hazır olduğu bir mesele. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı'nın geçtiğimiz aylarda 3. Dünya Savaşı'na dair beklentilere dikkat çekildiği, bu hazırlıkların ne kadar aciliyet yaşandığını gösteriyor. Ancak bu konuda somut adımlar atılımına dair kamuoyunda güçlü bir bilgi analizi yok. Türkiye'nin son büyük savaş deneyimi olan 1974 Kıbrıs Harekâtı sırasında, şehirlerde karartmalar sırasında insanların güvenliği için bazı sığınakların yeri biliniyor. Ancak aradan geçen yıllarda bu sığınakların durumu, iyileşme ve kapasitesi hakkında net bir bilgi yok. Bu konunun sorumluluğu olan kurumlar neler yapıyor? Bu sığınaklar mevcut durumda mı, yoksa kaderine terk edilmiş mi?   Sorumluluk ve İhmal Zinciri Türkiye'de barınmalarla ilgili sorumluluğun büyük ölçüde yerel yönetimlere ve İçişleri Bakanlığı'na ait olduğu bilinse de, bir savaş veya büyük bir kriz anında bölgede nerelere saklanacağına dair net bir planlamanın yapıldığına dair şeffaf bir açıklama yok. Bu, toplumun ciddi bir kaygıya yol açıyor. Afet durumlarında toplanma alanlarının başta avm olmak üzere yapılaşmaya açılması, olası savaşa karşı sığınakların durumunu kaygı verici olarak görüyor. Avrupa'daki ülkelerde soğuk savaş döneminde kalan sistemlerini güncelleyip modernize ederken, ülkede sığınakların durumu bir muamma olarak kalıyor. Bu da "İleriye dönük bir hazırlığımız var mı, yoksa ihmal zincirine yeni halkalar mı ekleniyor?" sorusunu akıllara getiriyor.   Sonuç: Bir An Önce Adım Atılmalıdır Savaş ihtimali her geçen gün Türkiye'yi daha fazla ilgilendiren bir mesele haline geliyor. Bununla birlikte, sığınak kapasitesi, kişilerin bilinçlendirilmesi ve bu konunun bir acil durum senaryosu çerçevesinde ele alınması gerektiği açık. Gerekli düzenlemelerin ve denetimlerin ivedilikle yapılması, vatandaşların can güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Aksi takdirde ihmalin bedeli çok ağır olabilir. Dünya ateş çemberine dönerken, Türkiye olarak savaş senaryolarına hazırlıklı olmak için geç kalmamalıyız. Zira hazırlık, sadece güçlü olmak değil, aynı zamanda insanların hayatlarını garanti altına almaktır.
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2024 - Çarşamba
Kemal Yücel

Bölgesel Savaşlar ve Türkiye'de Sığınak Gerçeği: Hazır Mıyız?

Bugünler de dünya, tarihin en kritik ve kaygı dolu süreçlerinden birini yaşanıyor. Rusya-Ukrayna arasında üç yıl süren savaş, 20 Kasım Çarşamba günü farklı bir boyuta taşındı. Ukrayna'nın ATACMS füzelerini kullanarak Rusya topraklarındaki hedefi vurması, savaş gidişatını değiştirdi. Öte yandan, İsrail-Filistin arasındaki ilişkilerde bölgesel bir savaşa evrilerek Lübnan, İran, Suriye ve Irak'ı da içine almış durumdaydı. Ortadoğu coğrafyası adeta bir ateş çemberine geri döndü. Bu gelişmeler, savaşın Türkiye sınırına kadar dayandığını açıkça gösteriyor.

 

NATO ve Avrupa'nın Savaş Hazırlıkları

Bu endişe tabloları karşısında,  NATO üye ülkelerin “savaş senaryolarına hazırlıklı” olmaya çağırıyor. Hollandalı Oramiral Rob Bauer, Brüksel'de yaptığı açıklamada, savaş riskine karşı uluslararası hazırlıkların gelişmesinin önemini vurguladı. Bu açıklama üzerine Almanya, metro istasyonları, yer altı otoparkları gibi mevcut yapılar olası bir sığınak olarak değerlendirme kararı aldı. Vatandaşlarına bodrum ve garajlarını sığınak olarak kullanma teşviki yapılıyor.

Benzer şekilde Polonya, mevcut 62 bin sığınak alanını gözden geçirirken, doğu Avrupa ülkeleri ve İsveç gibi kuzey bölgelerinde ise soğuk savaş döneminde kalan sığınaklarının düzenli bakımını sürdürüyor. Örneğin, bölge halkının yüzde seksenini barındırabilecek nitelikte, hatta 100 kilotonluk nükleer saldırılara dayanabilecek güçte sığınaklara sahip.

 

Türkiye Sığınak Konusunda Ne Durumda?

Dünya savaş hazırlıkları yaparken, Türkiye'nin olası bir savaş durumunda sığınak konusunda ne kadar hazır olduğu bir mesele. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı'nın geçtiğimiz aylarda 3. Dünya Savaşı'na dair beklentilere dikkat çekildiği, bu hazırlıkların ne kadar aciliyet yaşandığını gösteriyor. Ancak bu konuda somut adımlar atılımına dair kamuoyunda güçlü bir bilgi analizi yok.

Türkiye'nin son büyük savaş deneyimi olan 1974 Kıbrıs Harekâtı sırasında, şehirlerde karartmalar sırasında insanların güvenliği için bazı sığınakların yeri biliniyor. Ancak aradan geçen yıllarda bu sığınakların durumu, iyileşme ve kapasitesi hakkında net bir bilgi yok. Bu konunun sorumluluğu olan kurumlar neler yapıyor? Bu sığınaklar mevcut durumda mı, yoksa kaderine terk edilmiş mi?

 

Sorumluluk ve İhmal Zinciri

Türkiye'de barınmalarla ilgili sorumluluğun büyük ölçüde yerel yönetimlere ve İçişleri Bakanlığı'na ait olduğu bilinse de, bir savaş veya büyük bir kriz anında bölgede nerelere saklanacağına dair net bir planlamanın yapıldığına dair şeffaf bir açıklama yok. Bu, toplumun ciddi bir kaygıya yol açıyor. Afet durumlarında toplanma alanlarının başta avm olmak üzere yapılaşmaya açılması, olası savaşa karşı sığınakların durumunu kaygı verici olarak görüyor.

Avrupa'daki ülkelerde soğuk savaş döneminde kalan sistemlerini güncelleyip modernize ederken, ülkede sığınakların durumu bir muamma olarak kalıyor. Bu da "İleriye dönük bir hazırlığımız var mı, yoksa ihmal zincirine yeni halkalar mı ekleniyor?" sorusunu akıllara getiriyor.

 

Sonuç: Bir An Önce Adım Atılmalıdır

Savaş ihtimali her geçen gün Türkiye'yi daha fazla ilgilendiren bir mesele haline geliyor. Bununla birlikte, sığınak kapasitesi, kişilerin bilinçlendirilmesi ve bu konunun bir acil durum senaryosu çerçevesinde ele alınması gerektiği açık. Gerekli düzenlemelerin ve denetimlerin ivedilikle yapılması, vatandaşların can güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Aksi takdirde ihmalin bedeli çok ağır olabilir.

Dünya ateş çemberine dönerken, Türkiye olarak savaş senaryolarına hazırlıklı olmak için geç kalmamalıyız. Zira hazırlık, sadece güçlü olmak değil, aynı zamanda insanların hayatlarını garanti altına almaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalkim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.