Türkiye'nin Kapıları ve İsrail'e Mühimmat Taşıyan Gemi: Kathrin Tartışması
Son dönemlerde uluslararası arenada dikkat çeken gelişmelerden biri, İsrail ordusuna mühimmat taşıdığı iddia edilen Kathrin adlı geminin rotası ve yanaştığı limanlar oldu. Geminin özellikle Afrika'da birçok ülke tarafından limanlarına yanaşmasına izin verilmemesine rağmen Türkiye'nin bu gemiye kapılarını açması, hem ülke içinde hem de uluslararası düzeydeki eleştirilere yol açtı.
Kathrin Gemisi ve Tartışmaların Arka Planı
Kathrin, uluslararası taşımacılıkta yer alan bir gemi olarak kayıtlara geçiyor. Ancak bu geminin yükü, sıradan bir ticari faaliyetten çok daha fazlasını içeriyor. İddialara göre, gemi İsrail ordusuna mühimmat taşıması ve bu nedenle geminin yanaştığı ülkeler ve limanları da etik tartışmaların artmasına neden oluyor.
Geminin rotası, Namibya gibi Afrika ülkelerinin farklılıklarını ve politik duruşlarını ortaya koydu. Bu ülkelerde, insan hakları ihlalleri, işgal politikaları ve uluslararası hukuk ihlallerine çalışılarak geminin limanlarına girişini yasakladı. Ancak Kathrin'in Türkiye'de limanlara giriş yapabilmesi, özellikle Filistin davasına destek konusunda güçlü bir duruş sergilediğini ifade eden kesimler tarafından büyük bir tezat olarak değerlendirildi.
Çanakkale Boğazı'ndan Sessiz Geçiş
Kathrin gemisi Çanakkale Boğazı'ndan geçiş yaparken, yerel halkın tepkisine karşı güvenlik önlemleri sıkılaştırıldı. Sahil boyunca çok sayıda polis görev alarak olası protestolara karşı teyakkuza geçti. Ancak geminin geçişi sırasında büyük bir kısmının yaşananlardan habersiz olması dikkat çekti.
Bu durum, yurttaşlar arasında “Eğer biz de polis gibi teyakkuza geçmiş olsaydık, Filistin'e ölüm taşıyan bu geminin karasularımıza girmesi engellenebilirdi” şeklinde yorumlara neden oldu. Geminin Türkiye'nin oluşturduğu boğazlardan korunmasına karşı herhangi bir sivil tepki olmaması, Filistin'e yönelik destek söylemlerinin pratiğe yansıtılması eksiklikleri bir kez daha gösterdi. Gemiye ilk olarak, geçtiğimiz haftalarda Haydarpaşa limanında Anadolu Gençlik Derneği (AGD) tepki göstermiş polisin müdahale etmesiyle gözaltına alınanlar olmuştu. Gemi daha sonra dümenini Antalya Limanına çevirmiş ve burada da Türkiye İşçi Partisi üyeleri bir eylem yapmıştı. Kathrin gemisi geçen hafta da Çanakkale boğazından geçtiği sırada Türkiye Komünist Partisi üyeleri kent merkezinde yürüyüş yaparak bildiri dağıtmıştı. Parti üyeleri, "Geçmişte boğazı emperyalist donanmaya nasıl kapattıysak, siyonistlere hizmet eden, Ortadoğu'ya ölüm taşıyan bu gemiyi kentimizden kovalım. Anti-emperyalizm ve barış ile sembolleşen kentimizin adını bu suça ortak etmeyelim" diyerek Çanakkale halkını tepki göstermeye çağırmışlardı. Çanakkale sahilinde bunlar yaşanırken Kathrin gemisi Çanakkale boğazının sisleri arasında yoluna devam etti.
Türkiye'nin Tavrı ve Eleştiriler
Türkiye, Filistin davasına destek verdiği uluslararası arenada sık sık öne çıkan bir ülke. Ancak İsrail ordusuna mühimmat taşıdığı Uluslararası Af Örgütü ve BM, tüm çağrılarda bulunarak bu gemiye liman izni verilmemesini istendi. Buna rağmen gemiye Türkiye'nin limanlarını açması, pek çok kişi tarafından "etik dışı" olarak görüldü.
Türkiye'deki bazı sivil toplum kuruluşları TİP ve TKP, bu gelişmeleri kamuoyuna paylaşıp, geminin Türkiye’de ki boğazları ve limanları kullanmasına izin vermesi karşısında, "Filistin halkına yapılan zulümlerle mücadele eden bir ülkenin bu gemiye izin vermesi, inandırıcılığını zedeler." eleştirisinde bulunuldu. Namibya, Angola ve diğer Afrika ülkelerinin Kathrin'e karşı ortaya koyduğu net tavır, Türkiye'nin dış politikadaki politikaları konusunda soru işaretlerine yol açtı. Hükümetin bir yandan Filistin’e destek açıklamaları yaparken diğer yandan Türkiye’nin çeşitli petrol ve lojistik desteğinin sağlanmasını resmi olarak İsrail’e destek verdiğini gösterdiğini söylediler.
Etik ve Politik Sorumluluk
Türkiye'nin bu konuda bir açıklama yapıp yapmayacağı belirsizliğini koruyor olsa da Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Kathrin gemisinin taşıdığı yük konusunda yapılan eleştirileri, “Hezeyan” olarak niteledi. Ancak küresel çapta etik ve politik sorumluluklar, sadece bilgilendirmelerle değil, uygulamalarla da ölçülüyor. Afrika ülkelerinin, özellikle Angola ve Namibya'nın kararlı duruşu, uluslararası düzeyde önemli bir örnek olarak ifade ediliyor.
Türkiye'nin bu konuda attığı adımlar, hem iç politikada hem de dış ticarette önemli bir sınav anlamı taşıyor. Bir yandan Filistin'e destek beyanlarını sürdüren hükümet, diğer yandan böyle bir gemiye limanlarını açan bir yaklaşımla, ulusal ve uluslararası düzeyde daha fazla tartışmaya yol açacak. Bu durum iktidarın Filistin’e destek konusunda ki beyanlarının gerçeği yansıtmadığı tartışmalarını da arrtıracak.
Sessiz Tepkinin Sonuçları
Kathrin gemisinin geçişine yönelik halkın tepkisizliği, yalnızca Filistin davasına olan destek bakış açısı değil, sivil özgürlüğün gerekliliği açısından tartışmalar da beraberinde getiriyor. Eğer halk, geminin içeriği ve aktarımı hakkında bilgilendirilmiş olsaydı, kamuoyu desteğiyle daha farklı bir tablo ortaya çıkabilirdi.
Kathrin gemisinin taşıdığı mühimmat ve izlenen rota, küresel adalet ve insan hakları açısından önemli görülüyor. Namibya ve diğer ülkelerin kararlı durumları, politikalarının sadece kağıt üzerinde değil, eylemlerle uyumlu olması gerektiği hatırlatılıyor. Türkiye'nin bu meselede nasıl bir tavır alacağı, sadece Filistin davasına destek bakış açısı değil, uluslararası arenada güvenilir bir aktör olma iddiası açısından da ele alınacak.
Bu durum, bir kez daha devletlerin anlatımlarının eylemleriyle ne derece örtüştüğünün sorgulanmasından bir örnek olarak ortaya çıkıyor.