Sitenin sağında bir giydirme reklam

Çanakkale’de 1 Mayıs coşkuyla kutlandı

Gündem 01.05.2023 - 17:15, Güncelleme: 14.05.2023 - 02:02 1116+ kez okundu.
 

Çanakkale’de 1 Mayıs coşkuyla kutlandı

Çanakkale’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Cumhuriyet Meydanı’ndaki program ile kutlandı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlama programı için katılımcılar Esenler mahallesindeki eski salı pazarı alanında başlayan yürüyüş korteji İnönü Caddesi’ni takip ederek Cumhuriyet Meydanı’na ulaşarak miting düzenledi. Çanakkale’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Cumhuriyet meydanında  bir araya gelen binlerce emekçi, demokrasi mücadelesinde ve deprem de hayatını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. ‘Artık sabrımız kalmadı, bu düzen değişmeli” diyen işçiler emeklerinin sömürülmediği, kadına şiddetin son bulduğu, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceklerini haykıran emekçiler, kapatalist yıkıma, işsizliğe, yoksulluğu karşı birleşerek bu düzeni değiştireceklerini söyledi. DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Sekreteri Timur Öztürk, 1 mayıs tertip komitesi bileşeni emekçiler adına yaptığı konuşmada, “Selam olsun depremde dayanışma ilişkileriyle yaşatanlara, acıyı hafifletenlere. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz 1 Mayıs kutlu olsun. Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz. Dedi. “Ant olsun ki, er ya da geç hesabını soracağız” Çanakkale 1 mayıs tertip komitesi sözcüsü Timur Öztürk konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Merhaba; gelecek güzel günlerin yapıcıları, var edenler, üretenler, merhaba kamu emekçileri, işçiler, kadınlar, tek adam rejiminin korkulu rüyası gençler merhaba, merhaba emek, barış ve demokrasi mücadelesinin neferleri, buradan bir selam da cezaevlerindeki gezi direnişçilerine gönderelim. Selam olsun faşizme, gericiliğe boyun eğmeyenlere. Selam olsun kentlerine, doğasına, ülkesine sahip çıkanlara. Selam olsun depremde dayanışma ilişkileriyle yaşatanlara, acıyı hafifletenlere. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz 1 Mayıs kutlu olsun. Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz. Doğal bir felaketin insan eliyle son birkaç yüzyılın en büyük trajedilerinden birine dönüşmesine neden olanlar göstermelik açıklamalarla, birkaç tutuklamayla kendilerini işin içinden sıyıramayacaklar. Ant olsun ki, yaşamını yitiren her bir canlının, denetimsizliğin, rant politikalarının yol açtığı yıkımların er ya da geç hesabını soracağız. Her gün yaptıkları sahte açılış törenleriyle, doğalgaz aldatmacasıyla, savaş silahlarını sahneledikleri gösterileriyle bizlere depremin acısını unutturamazlar. Bizim TOGG’lara karnımız tok! Hiçbir hamasi nutuk kamusal hizmetlerin çöktüğü gerçeğini gizlemeye yetmez. “Depremin acısını unutturamazlar”  Dostlar, Yoldaşlar, Sevgili Kadınlar, Gençler, Kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkımın, patriyarkanın ağır sonuçları karşımıza deprem gibi afetlerde daha fazla ölüm ve yıkım, daha fazla yerinden göç, mültecilik, daha fazla açlık olarak çıkıyor. Zamlar, alım gücündeki erime hayatı yaşanılmaz kılıyor. Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm emekçilere gittikçe daha güvencesiz bir çalışma yaşamı dayatılıyor. Ülkemiz her alanda Güvencesizler Cumhuriyeti haline geldi. Kadın işsizliği ve güvencesiz, kayıt dışı çalışma ortamlarında taciz, şiddet ve mobbing her geçen gün artıyor. İşsizlik aldı başını gidiyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar yurt dışına beyin göçü yaşanıyor. İşçi cinayetlerinde adeta katliam yaşanıyor. Her şeye zam gelirken artmayan, yerinde sayan tek şey bizim maaşlarımız. Bereket fışkıran topraklarımızda tarım, çiftçilik, besicilik adım adım bitirildi. Sanayiden sonra tarımda da bu iktidar döneminde dış sermayeye bağımlı hale getirildik. Ciddi bir gıda krizi ile karşı karşıyayız. Gerçekten de yiğidin kuru soğana muhtaç hale geldiği günlerden geçiyoruz. Yoldaşlar, bizden alınan vergiler savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya, teşvik-vergi affı olarak sermayeye, patronlara harcanıyor. Kürt sorununda çözümsüzlük ve imha siyasetiyle kendi bekalarını garantiye almayı hedefliyorlar. Rant ve sömürü düzeni devam etsin istiyorlar. “Sabrımız tükendi artık yeter diyoruz” Çıkarlarını korumak için karanlık odaklar, militarist yapılar hep olsun istiyorlar. Aynı amacı güdenler seçime giderken en faşizan, en gerici ittifak çatısı altında birleştiler. Ortak noktaları Kürt sorununda inkâr ve güvenlikçi politikalar, kadın karşıtlığı, gericilik, barışa karşıtlık, demokrasinin ortadan kaldırılışıdır. Bunların bize reva gördüğü Kayyum düzenidir, ihraçlardır, adaletsizliktir, tekçiliktir, militarizmdir, işkencedir, cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalardır. Yargı eliyle siyasi gözaltı operasyonlarıdır. Yoldaşlar, dostlar, emekçiler, sabrımız tükendi. Artık böyle gitmez dedik, gerçekten de gitmiyor. Eşitlik, özgürlük, adalet, barış, demokrasi ve laiklik için artık yeter diyoruz. Gün şikâyet etme günü değil. Bu düzen ya değişecek ya değişecek. Bu karanlığı işçi sınıfı, emekçiler, kadınlar, gençler, Aleviler, farklılıkları, cinsel yönelimleri ret edilenler, kölelik şartlarında yaşayan göçmenler, sizler, bizler yırtıp atacağız. Bizleri karanlıktan çıkaracak olan işte bu 1 Mayıs meydanlarında açığa çıkan iradedir. Bizler; emeğin sömürülmediği, %1’in değil %99’un mutlu yaşadığı, sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının açık olduğu, grev hakkının engellenmediği, kullanıldığında da yasaklanmadığı, “Mücadeleye devam edeceğiz” Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu, KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği, Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halklarımıza ve emekçilere kesilmediği, kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz. Biliyoruz ki, böyle bir dünya ve ülke mümkündür. Emekçiler olarak, işçi sınıfı olarak, kadınlar, gençler olarak özgürlük meşalesini yakıyoruz, yeni bir başlangıç için aydınlığa koşuyoruz. Kapitalist yıkıma, işsizliğe, yoksulluğa karşı birleşeceğiz, bu düzeni değiştireceğiz. Yaşasın 1 Mayıs.” Davul ve klarnet eşliğinde halayların çekildiği 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalar olaysız şekilde sona erdi. 
Çanakkale’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Cumhuriyet Meydanı’ndaki program ile kutlandı.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlama programı için katılımcılar Esenler mahallesindeki eski salı pazarı alanında başlayan yürüyüş korteji İnönü Caddesi’ni takip ederek Cumhuriyet Meydanı’na ulaşarak miting düzenledi.

Çanakkale’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Cumhuriyet meydanında  bir araya gelen binlerce emekçi, demokrasi mücadelesinde ve deprem de hayatını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

‘Artık sabrımız kalmadı, bu düzen değişmeli” diyen işçiler emeklerinin sömürülmediği, kadına şiddetin son bulduğu, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceklerini haykıran emekçiler, kapatalist yıkıma, işsizliğe, yoksulluğu karşı birleşerek bu düzeni değiştireceklerini söyledi.

DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Sekreteri Timur Öztürk, 1 mayıs tertip komitesi bileşeni emekçiler adına yaptığı konuşmada, “Selam olsun depremde dayanışma ilişkileriyle yaşatanlara, acıyı hafifletenlere. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz 1 Mayıs kutlu olsun. Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz. Dedi.

“Ant olsun ki, er ya da geç hesabını soracağız”

Çanakkale 1 mayıs tertip komitesi sözcüsü Timur Öztürk konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Merhaba; gelecek güzel günlerin yapıcıları, var edenler, üretenler, merhaba kamu emekçileri, işçiler, kadınlar, tek adam rejiminin korkulu rüyası gençler merhaba, merhaba emek, barış ve demokrasi mücadelesinin neferleri, buradan bir selam da cezaevlerindeki gezi direnişçilerine gönderelim. Selam olsun faşizme, gericiliğe boyun eğmeyenlere. Selam olsun kentlerine, doğasına, ülkesine sahip çıkanlara. Selam olsun depremde dayanışma ilişkileriyle yaşatanlara, acıyı hafifletenlere. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz 1 Mayıs kutlu olsun. Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz. Doğal bir felaketin insan eliyle son birkaç yüzyılın en büyük trajedilerinden birine dönüşmesine neden olanlar göstermelik açıklamalarla, birkaç tutuklamayla kendilerini işin içinden sıyıramayacaklar. Ant olsun ki, yaşamını yitiren her bir canlının, denetimsizliğin, rant politikalarının yol açtığı yıkımların er ya da geç hesabını soracağız. Her gün yaptıkları sahte açılış törenleriyle, doğalgaz aldatmacasıyla, savaş silahlarını sahneledikleri gösterileriyle bizlere depremin acısını unutturamazlar. Bizim TOGG’lara karnımız tok! Hiçbir hamasi nutuk kamusal hizmetlerin çöktüğü gerçeğini gizlemeye yetmez.

“Depremin acısını unutturamazlar”

 Dostlar, Yoldaşlar, Sevgili Kadınlar, Gençler, Kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkımın, patriyarkanın ağır sonuçları karşımıza deprem gibi afetlerde daha fazla ölüm ve yıkım, daha fazla yerinden göç, mültecilik, daha fazla açlık olarak çıkıyor. Zamlar, alım gücündeki erime hayatı yaşanılmaz kılıyor. Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm emekçilere gittikçe daha güvencesiz bir çalışma yaşamı dayatılıyor. Ülkemiz her alanda Güvencesizler Cumhuriyeti haline geldi. Kadın işsizliği ve güvencesiz, kayıt dışı çalışma ortamlarında taciz, şiddet ve mobbing her geçen gün artıyor. İşsizlik aldı başını gidiyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar yurt dışına beyin göçü yaşanıyor. İşçi cinayetlerinde adeta katliam yaşanıyor. Her şeye zam gelirken artmayan, yerinde sayan tek şey bizim maaşlarımız. Bereket fışkıran topraklarımızda tarım, çiftçilik, besicilik adım adım bitirildi. Sanayiden sonra tarımda da bu iktidar döneminde dış sermayeye bağımlı hale getirildik. Ciddi bir gıda krizi ile karşı karşıyayız. Gerçekten de yiğidin kuru soğana muhtaç hale geldiği günlerden geçiyoruz. Yoldaşlar, bizden alınan vergiler savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya, teşvik-vergi affı olarak sermayeye, patronlara harcanıyor. Kürt sorununda çözümsüzlük ve imha siyasetiyle kendi bekalarını garantiye almayı hedefliyorlar. Rant ve sömürü düzeni devam etsin istiyorlar.

“Sabrımız tükendi artık yeter diyoruz”

Çıkarlarını korumak için karanlık odaklar, militarist yapılar hep olsun istiyorlar. Aynı amacı güdenler seçime giderken en faşizan, en gerici ittifak çatısı altında birleştiler. Ortak noktaları Kürt sorununda inkâr ve güvenlikçi politikalar, kadın karşıtlığı, gericilik, barışa karşıtlık, demokrasinin ortadan kaldırılışıdır. Bunların bize reva gördüğü Kayyum düzenidir, ihraçlardır, adaletsizliktir, tekçiliktir, militarizmdir, işkencedir, cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalardır. Yargı eliyle siyasi gözaltı operasyonlarıdır. Yoldaşlar, dostlar, emekçiler, sabrımız tükendi. Artık böyle gitmez dedik, gerçekten de gitmiyor. Eşitlik, özgürlük, adalet, barış, demokrasi ve laiklik için artık yeter diyoruz.

Gün şikâyet etme günü değil. Bu düzen ya değişecek ya değişecek. Bu karanlığı işçi sınıfı, emekçiler, kadınlar, gençler, Aleviler, farklılıkları, cinsel yönelimleri ret edilenler, kölelik şartlarında yaşayan göçmenler, sizler, bizler yırtıp atacağız. Bizleri karanlıktan çıkaracak olan işte bu 1 Mayıs meydanlarında açığa çıkan iradedir. Bizler; emeğin sömürülmediği, %1’in değil %99’un mutlu yaşadığı, sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının açık olduğu, grev hakkının engellenmediği, kullanıldığında da yasaklanmadığı,

“Mücadeleye devam edeceğiz”

Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu, KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği, Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halklarımıza ve emekçilere kesilmediği, kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz.

Biliyoruz ki, böyle bir dünya ve ülke mümkündür. Emekçiler olarak, işçi sınıfı olarak, kadınlar, gençler olarak özgürlük meşalesini yakıyoruz, yeni bir başlangıç için aydınlığa koşuyoruz. Kapitalist yıkıma, işsizliğe, yoksulluğa karşı birleşeceğiz, bu düzeni değiştireceğiz. Yaşasın 1 Mayıs.”

Davul ve klarnet eşliğinde halayların çekildiği 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalar olaysız şekilde sona erdi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalkim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.